18 Nis 2016

İZMİRİ GEZİYORUM : ALAÇATI





   Alaçatının hangi güzellikleriyle başlasam diğeri eksik kalıyor hakkını yiyorum gibi geliyor. İşte bu kadar sevdim Alaçatıyı. Bir kere doğayla harika uyum sağlayan taş evleri ve evlerin muhteşem renkteki panjurlarıyla gönlümü hemen fethetti. Her gezi planımızın sonu hep orada bitiyor. Beldenin dar arnavut kaldırımlı sokakları sanki yıllar öncesinde unuttuğumuz samimiyeti hatırlatırcasına gerçekçi.





     Bana hissettirdiği duygular gerçekten çok keyif vermiş olacak ki her yazı hayal ettiğimde yine oraya dönüyorum. İyi hissettiren gözümü ve gönlümü doyuran yerleri ve insanları seviyorum.
Çarpık yapılaşmanın yüksek binaların beton yığınlarının arasından kaçıp huzur bulmak istediğimizde eminim bundan sonra ki sık kaçış noktalarımızdan biri olacak.



   Alaçatı'da ne yenir çok aktaramayacağım ,biz kahvaltı sonrası gittik ama genelde otları ve sakızı meşhur. İkiside benim ilgi alanıma girmediğinden olsa gerek tatmadım. Fakat şunu söyleyebilirm ki gündüz de oturulabilen mekanların çalışanları gayet güler yüzlü, mekanlar kendine özgü ve bakımlı , ambiyans ve müzikte gayet elegan. Mekanların önünden geçerken tutup kolunuzdan gel abla diyen tiplerin olmaması beni mutlu etti. Alaçatı kadın da olsanız tek başınıza alıp içkinizi kimsenin tacizine maruz kalmadan rahat rahat tadını çıkartabileceğiniz bir yer.




  Alaçatı sokaklarını gezerken gördüğümüz tüm ara sokaklardaki butik otellerin kendine has dekorasyonlarına, bakımlı ve samimi olmalarına bayıldım. Zaten fazla olan dekorasyon merakım daha da şahlandı diyebilirim. Benim de otelim olsun ya ! Ama Alaçatı'da olsun:)



Çok büyük olmamasına karşın genel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz çok güzel butik mağazalar var. Bim bile var :) gerçi onun olmadığı sokak kaldı mı? Kendine has butiklerin yanı sıra antikacılar,takı satan pasaj ve dükkanlar hepsi görsel anlamda göz doyurucu diyebilirim.



Burada tüm kapı ve panjurlara sanki sanatçıların eli değmiş gibi sanatsal.




  Bu kadar güzelliğin yanı sıra kötü olan yanı şu ki Alaçatı yazın inanılmaz kalabalık oluyormuş ve o dar sokaklarda yürümek imkansız hale geliyormuş. Özellikle bizim gibi bebek arabası ile seyahat etmek zorundaysanız o romantik arnavut kaldırımlarında Azer Bülbüle bağlamanız büyük olası. En uygunu ise bebek arabasız gitmek (kanguru kullanılabilir kimse biz bebekli aileleri gezmekten alıkoyamaz::)) ve sezon başlamadan ya da bittiğinde gezi planlaması yapmak doğru olacaktır.Seyahat planınızı yaparken bunu da hatırlamakta fayda var.

Deniz sezonu açıldığında keşfettiğimiz tüm koyları, beachleri, butik otelleri ve yeme içme mekanlarını anlatmak üzere ben yine bloğumda olacağım. Sizleride beklerim.

Sevgilerrr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İçten gelen küçük bir yorum eklerseniz sevinirim:)